11 Aralık 2023 Pazartesi

astronot beni uzay götür

 

Alışkanlıkların sürekliliği ile ilgili bir kitapta bir gün ara vermenin sorun olmayacağını ancak ikinci gün devam etmenin önemli olduğunu söylüyordu. Bende pazarları kendime izin verdim. Bir şeyi yapmak istemek ama yapamayacağını düşündüğün için vazgeçmek ne acı. Yıllardır resim içmek hep istediğim ama yetenekli olmadığımı düşündüğüm için yaklaşmadığım bir hobiydi. Neden yaptığımız her şeyi en güzel şekilde yapmak zorunda olalım ki. Bazen süreçten zevk almak bile yetiyor. İnsan sonuca ihtiyaç duymuyor. Bunu öğrenmiştim. Süreci sevmeyi. Ama bugün sonuçtan korkmadan sadece sürecin tadına vararak yaşamanın gerekliliğini anladım. Durmadan anda kalmak diyorlar. Ama benim sorunum gerçekten sürekli ileriyi düşünmek. Şu an düzenli bir işim yok ama bazı eğitimler alıyorum becerilerimi ve dilimi geliştiriyorum. Durmadan bir kara bulut kafamda gezip hayır hayır sen yerinde sayıyorsun diyor. Sürekli yarın ne olacak sonra ne olacak derken buluyorum kendimi. Bu becerilerim işe yaramazsa karşına fırsat çıkmazsa. Sonra okuduğum bir kitap bana ilham veriyor. Bir astronotun yazdığı bir kitaptı. Uzayda her becerinin gerektiğini neyin ne zaman işe yarayacağının belli olmadığını ifade ediyor. Yaşamda her an her şeye hazırlıklı olmanın insanı istediği yerlere götüreceğini söylüyor. Bir söz vardı kelebeklerin ardından koşma, güzel bir bahçe yap ve bekle onlar sana gelsin. Bende güzel bir bahçe olup çiçeklere kollarımı açacağım.

9 Aralık 2023 Cumartesi

Başka Bir Evren

 


Bugün hava sabahtan çok kapalıydı afattan mesaj gelince baya korkmuştum. Ama öylesine güzel açtı ki. Bende yolumu uzattım. Genelde bu yol çok tenha olurdu kullanmaya korkardım. Ama cumartesi olunca halı sahada çocuklar eğitim alıyordu. Öylesine cıvıl cıvıldı ki. Başka bir evren gibiydi. Bir de ağaçların yaprakları sararıp dökülmeye başlayınca öyle sanatsal gözüküyordu ki. Aklıma Monet'in The Studio Boat 2 'su geldi. Monet'in aynı manzarayı bambaşka koşullar altında fotoğraflamasını öylesine çok seviyorum ki.

 Dersim bitince kızlarla buluşurum diye düşünmüştüm ki buluşma planımızın ertelendiğini öğrendim. Yanıma kitaplarımı da almıştım bir yerde oturup biraz vakit geçirebilirdim ama sosyal pilim bitmişti ve hemen eve gitmek istedim. Fakat kendi kendime karar aldım. Her gün en az yarım saat temiz havada vakit geçireceğim. Cumartesi günler tembellik günlerim oluyor. Okuyasım, ders çalışasım gelmedi. Kuaföre gittim saçlarımı kestirdim. Oh bir rahatladım anlatamam. Herkes uzun saçı yakıştırsa da ben sevmiyorum uzun saç şöyle kulaklarımın altında olsa yeter bana. Akşam Rıcardo Pıglıa'nın Yok Şehir kitabının 2. kısmını okudum. 3. kısım kısacık onu pazar gününe sakladım. Bu yıl okuma hedefimde daha çok yerli eser okumak vardı. Atilla Şenkon'un öykü kitabı olan Her Gün Perşembe Olsa'ya başladım. Temizlik yaparken Barış Özcan'ın 111Hz Doğaya adapte olmak bölümünü dinledim. Çok seviyorum kendisini.

8 Aralık 2023 Cuma

buz pateni

 

Dün gece rüyamda buz pateni yaptığımı gördüm. Buzun üstünde süzülürken öyle mutluydum ki. Normalde anlamına bakmam ama bakayım dedim. Soğuk hiç hayra alamet olmazmış. Paten yapmak para kaybetmekmiş. Teyzem çok güldü. Eskilerin tabirine itibar olunur, bunlar uydurmuştur boş ver dedi. Doğruya doğru kaç yerden para bekliyorum gelmedi. Bugün özel dersim vardı. Yarında var. Biraz hazırlanmam lazım. Sabaha bıraktım artık. Fuji Dağı'nı nasıl taşırsınız diye bir kitap okumaya başladım. Dünyanın en önemli şirketlerinin çalışanlarını seçerken sorduğu sorular hakkında. Beklediğim gibi eğlenceli bir dile sahip değil. Kitap gerçekten böyle bir mülakata girecekmişsiniz de olası absürt bütün sorulara mantık çerçevesinde nasıl cevap verirsiniz anlatıyor. Dili bana sıkıcı geldi. Ricardo Piglia'nın yok şehir kitabını okuyorum. İlginç bir giriş oldu. Okuduğum kitaplarda isimleri aşina olmadığım türdense çok zorlanıyorum anlamakta. İlk kısmı okuduktan sonra ikinci kısımda bir kafam karıştı. Artık yarın devam ederim dedim. 
Komşumuzun kardeşi vefat etmiş taziyeye gittik. Komşum dediğimde yaşlıca bir teyzecik. Çok severim özü sözü bir insanları. Bizim apartmanda bazı sorunlar olmuştu. Sonra alt komşu inşaat kalıntısını bu kadının bahçesine dökecek olmuş çıkmış bir güzel kızmış. Koca adamsın çöpe niye dökmüyorsun diye. Sonra adam gelip bizim bahçeye dökmüş. Tamamıyla inatlaşma. Bir adım ötede çöp konteynırı var. Anlamıyorum ki bazı insanları. Koca adam yaptığı ne kadar çocukça.
Yarın bir arkadaşımın benimde tanıdığım Malezyalı arkadaşı Türkiye'ye gelecek onunla görüşeceğim heyecanlıyım. Dersten sonra onunla buluşacağız. 

7 Aralık 2023 Perşembe

hoşgeldin, hoşgeldim


 Blog yazıları okurken  arpinin seyir defteri bloguna rastladım. Çok ilham verici geldi. Her güne bir çizim ve o günü anlatan kısa anekdotlar. Çok hoşuma gitti. Yıllar önce okuduğum bir günün yüzlerce cebi vardır sözünü hatırlayarak bu blogu açtım. Hem geleceğe hoş bir anı bırakmak hem de çizim becerilerimi geliştirmek için açtığım bu blog umarım amacına hatta daha güzel yerlere ulaşır.

Bizimkiler tam bir Sobacı. Klima da olsa elektrikli soba da olsa tutturdular illaki soba yakalım soba yakalım. Benim odam abim ve annemlerin odasının arasında kalınca benim odama yakmak istiyorlar. Durum böyle olunca soba mevsimi demek odam için halka arz edilmesi, topluma karışması demek. Ben Japon kırsalında yaşayan bir yazar gibi hayat sürmek isterken, ailem Orta Asya'daki köklerinden kopamıyor. Daha büyük oda olmasına rağmen küçücük odamda toplaşıp kestane yiyoruz. Tek koltuğumda uyukluyorlar. Birde annemin işten gelince ''Sobaaa seni çok seviyorum" demesi var ki. Neyse fırında Focaccia pişirmeyi çok seviyorum yarın ilk iş pişireyim.

 Bugün dedemin 40'ı için yemek verildi. Bizimkiler tabi ki etki ekmeği tek geçerler. Sabah oraya gittik ben temizlik yaptım. Ne kadar dantel, kanaviçe varsa çıkarıp serdik. Yeni gelin evi gibi oldu deyince çok sevindi anneannem. Çok kalabalıktı. İğne atsan yere düşmezdi. V.' de geldi. Servis bitince oturup konuştuk biraz. Kendime değer vermeyi ondan öğrendim. Kendinizi ödüllendirmelisin, değilse hayat çekilmez derdi. İşte çok stresli olduğumda yada büyük bir zorluk attığımda beraber bazen kahve içmeye bazen dondurma yemeye giderdik. Başta onu hiç sevmezdim ama. Çok soğuk ve mesafeli gelirdi. Sonra öğrendim ki insanın diğerlerine çizdiği çizgi de bir nevi kendine verdiği bir ödül. 

Bugün haliyle telefon sürem  üç buçuk saate düştü. Şu ana kadar ki en büyük rekorum. Umarım devam eder.


Ne yerdeyim ne gökte

  Bir kere bir öğretmen çok yoğun ve buhranlı bir zamanı tarif etmek için “ne yerdeyim ne gökteyim” demişti. Bende öyle hissediyorum. Tembel...