11 Aralık 2023 Pazartesi
astronot beni uzay götür
9 Aralık 2023 Cumartesi
Başka Bir Evren
Bugün hava sabahtan çok kapalıydı afattan mesaj gelince baya korkmuştum. Ama öylesine güzel açtı ki. Bende yolumu uzattım. Genelde bu yol çok tenha olurdu kullanmaya korkardım. Ama cumartesi olunca halı sahada çocuklar eğitim alıyordu. Öylesine cıvıl cıvıldı ki. Başka bir evren gibiydi. Bir de ağaçların yaprakları sararıp dökülmeye başlayınca öyle sanatsal gözüküyordu ki. Aklıma Monet'in The Studio Boat 2 'su geldi. Monet'in aynı manzarayı bambaşka koşullar altında fotoğraflamasını öylesine çok seviyorum ki.
Dersim bitince kızlarla buluşurum diye düşünmüştüm ki buluşma planımızın ertelendiğini öğrendim. Yanıma kitaplarımı da almıştım bir yerde oturup biraz vakit geçirebilirdim ama sosyal pilim bitmişti ve hemen eve gitmek istedim. Fakat kendi kendime karar aldım. Her gün en az yarım saat temiz havada vakit geçireceğim. Cumartesi günler tembellik günlerim oluyor. Okuyasım, ders çalışasım gelmedi. Kuaföre gittim saçlarımı kestirdim. Oh bir rahatladım anlatamam. Herkes uzun saçı yakıştırsa da ben sevmiyorum uzun saç şöyle kulaklarımın altında olsa yeter bana. Akşam Rıcardo Pıglıa'nın Yok Şehir kitabının 2. kısmını okudum. 3. kısım kısacık onu pazar gününe sakladım. Bu yıl okuma hedefimde daha çok yerli eser okumak vardı. Atilla Şenkon'un öykü kitabı olan Her Gün Perşembe Olsa'ya başladım. Temizlik yaparken Barış Özcan'ın 111Hz Doğaya adapte olmak bölümünü dinledim. Çok seviyorum kendisini.
8 Aralık 2023 Cuma
buz pateni
7 Aralık 2023 Perşembe
hoşgeldin, hoşgeldim
Blog yazıları okurken arpinin seyir defteri bloguna rastladım. Çok ilham verici geldi. Her güne bir çizim ve o günü anlatan kısa anekdotlar. Çok hoşuma gitti. Yıllar önce okuduğum bir günün yüzlerce cebi vardır sözünü hatırlayarak bu blogu açtım. Hem geleceğe hoş bir anı bırakmak hem de çizim becerilerimi geliştirmek için açtığım bu blog umarım amacına hatta daha güzel yerlere ulaşır.
Bizimkiler tam bir Sobacı. Klima da olsa elektrikli soba da olsa tutturdular illaki soba yakalım soba yakalım. Benim odam abim ve annemlerin odasının arasında kalınca benim odama yakmak istiyorlar. Durum böyle olunca soba mevsimi demek odam için halka arz edilmesi, topluma karışması demek. Ben Japon kırsalında yaşayan bir yazar gibi hayat sürmek isterken, ailem Orta Asya'daki köklerinden kopamıyor. Daha büyük oda olmasına rağmen küçücük odamda toplaşıp kestane yiyoruz. Tek koltuğumda uyukluyorlar. Birde annemin işten gelince ''Sobaaa seni çok seviyorum" demesi var ki. Neyse fırında Focaccia pişirmeyi çok seviyorum yarın ilk iş pişireyim.
Bugün dedemin 40'ı için yemek verildi. Bizimkiler tabi ki etki ekmeği tek geçerler. Sabah oraya gittik ben temizlik yaptım. Ne kadar dantel, kanaviçe varsa çıkarıp serdik. Yeni gelin evi gibi oldu deyince çok sevindi anneannem. Çok kalabalıktı. İğne atsan yere düşmezdi. V.' de geldi. Servis bitince oturup konuştuk biraz. Kendime değer vermeyi ondan öğrendim. Kendinizi ödüllendirmelisin, değilse hayat çekilmez derdi. İşte çok stresli olduğumda yada büyük bir zorluk attığımda beraber bazen kahve içmeye bazen dondurma yemeye giderdik. Başta onu hiç sevmezdim ama. Çok soğuk ve mesafeli gelirdi. Sonra öğrendim ki insanın diğerlerine çizdiği çizgi de bir nevi kendine verdiği bir ödül.
Bugün haliyle telefon sürem üç buçuk saate düştü. Şu ana kadar ki en büyük rekorum. Umarım devam eder.
Ne yerdeyim ne gökte
Bir kere bir öğretmen çok yoğun ve buhranlı bir zamanı tarif etmek için “ne yerdeyim ne gökteyim” demişti. Bende öyle hissediyorum. Tembel...
-
Blog yazıları okurken arpinin seyir defteri bloguna rastladım. Çok ilham verici geldi. Her güne bir çizim ve o günü anlatan kısa anekdotl...
-
Alışkanlıkların sürekliliği ile ilgili bir kitapta bir gün ara vermenin sorun olmayacağını ancak ikinci gün devam etmenin önemli olduğunu ...
-
Dün gece rüyamda buz pateni yaptığımı gördüm. Buzun üstünde süzülürken öyle mutluydum ki. Normalde anlamına bakmam ama bakayım dedim. Soğu...